TOPRAK AŞKI

Çiftçi, sabahları Güneş üzerine doğmadan kalkar; bereket hırkasını üstüne giyerek bismillah der ve tarlasına yol alır. Gecesi gündüzü düzen içindedir. Çiftçi, bu düzeni gönlünde ve yuvasında öyle aşkla yaşatır ki yorgunluk nedir bilmez. Toprakla kurduğu bağ çok kuvvetlidir; zira toprak dışında kurmaya mecbur olduğu bağlar bile onun bu bağınamahkûm ve ona tabidirler. Çiftçi, toprak ananın dilini öyle bir anlar ki o dile cevap vermek için akıtır alın terini. Gün, onun için dağları aşmış mı, köyün hayvanları ağıllarına varmış mı, genç kızlar çeşme başlarından ayrılmış mı, düşer aklına düşmesine de üstünde pek durmaz. Çiftçi,aşkla kazmasını vurur toprağa, birazdan ekeceği tohuma bakar bereket nazarıyla,aşkla.

Bu gün sizlere bir âşıktan bahsetmek istiyorum. Bu âşık öyle bildiğimiz âşıklardan değil çektiği cefasını küfesine doldurmuş uzgitmiş, dere tepe düz gitmiş, Âşıklarla atışmış, savaşlara katılmış, yollar boyu yine toprak aşkıyla yanmış…

Kimden mi bahsediyorum?XX. yüzyıl âşıklık geleneğinin önemli temsilcilerinden Konyalı Çiftçi Âşık Mehmet Yakıcı’danbahsediyorum. Üç yüzden fazla şiiri olduğu bilinen, hikâye, ilahi, naat, nutuk, gazel, şarkı, destan, koşma, türkü, divan gibi edebi türlerde eserler kaleme alan bir Aşığımızdır O. Bunların yanı sıra anılmasındaki en büyük etken, destan da yazmış olmasıdır.  Aşık Mehmet, kendisi için, babamdan ötürü çiftçi; kendimden ötürü şehirliyimdir, der.Tabi bunların yanında babasının mesleği olan taşımacılık da düşünüldüğünde hayatına damga vuran işte üç aşk parçası tarihe geçmiştir. Yazdığı eserlere bakınca görüyoruz ki fatih escort tesirinde kaldığı en büyük aşk parçası, toprak parçası olmuştur. Nitekim aşağıdaki dizeler, bizim haklılığımızı az ve öz olarak ne kadar da güzel göstermektedir:

Ağlıyor rençberin hiç yüzü gülmez

Çok bitse buğdayın kıymetin bilmez

Öyle bir seneler bir daha gelmez

Ararsın o günü sen yavaş yavaş

Rençberler uğradı gayri nazara

Hayvanı döktüler bütün pazara

Ekini bitmeyen girsin mezara

Girersin mezara dur yavaş yavaş

Görüldüğü üzere kim neye aşk duyarsa, onun cefasını çekiyor, onu dillendiriyor, onu miras bırakıyor. Aşık Mehmet de toprak sevdasını aşkına maya etmiş, dizelerini toprağa olan aşkıyla süslemiş ve bize bu manada pek çok kıymetli eser bırakmıştır. Biz de onların duydukları aşka değerli eserleriyle sahip çıkmayı edebi mirasın varisleri olarakkendimize kutsal vazife addediyor, ruhlarının şad olması için yüce Allah’tan onlar için rahmet temenni ediyoruz…