İÇ SESİMİZ VE DÜŞÜNCELERİMİZ

Benim 9 yaşındaki oğlum, bundan birkaç yıl öncesine kadar gecenin bir vaktinde beni uykumdan uyandırarak bana rüyasını anlatırdı. Gün içerisinde çok yoğun olduğum için, çok yorgun ve uykusuz halde iken ‘‘ oğlum şimdi uyuyalım, rüyanı bana sabah anlatırsın’’ dediğimde bana, ‘‘ anne ben susmak istiyorum ama içimde yaşayan biri sürekli konuşuyor’’ demişti.
Yaşımız ister altı olsun ister altmış altı, ister dokuz olsun ister doksan dokuz; değişmeyen tek şey; hepimizin bir iç sesi olduğu ve bu sesi susturmaya çalışmamıza rağmen o sesin sürekli olarak zihnimizin içinde bıdı bıdı konuşuyor olmasıdır. Çocuklar nasıl ki bizim dikkatimizi çekmeye çalışmak için bizimle sürekli konuşuyorsa, iç sesi de zihnimizin bizimle iletişime geçme çabasıdır. İç sesinizin zaman zaman daha da fazlalaşmasının ve belki de kontrol altına alınmakta zorlanılmasının sebebi;  bilinçaltı zihninizde çözülmesi gereken, halı altına süpürdüğünüz, belki de üzerini örtüp yok sayarak çözüme ulaştırdığınızı sandığınız  sorunların hala var olduğunun göstergesidir.
İç sesi susturmanın yolları var elbette. Eğitim ve seanslarımızda bunların yollarını öğretmeye çalışıyoruz. Kendisi küçük, etkisi büyük çok sayıda  teknikler uyguluyoruz. Bunlardan biri de  iç sesinizle konuşmaktır. 
Böyle zamanlarda zihninize şu soruları sorun:
‘‘ Sevgili bilinçaltım, benimle ne konuşmak istiyorsun? Bana ne anlatmaya çalışıyorsun?’’
Cevap çok gecikmeden gelecektir. Cevapları almaya başladığınız zaman endişelenmeyin.
Doğru cevapları, ancak doğru soruları sordukça alabiliriz. Doğru cevapları almaya devam etmek için doğru soruları sormaya devam etmeliyiz. Süreklilik, başarının en önemli basamağıdır.
Her ne kadar atalarımız ‘’ kendi kendine konuşana deli derler’’ deseler de, siz kendinizle konuşun. Kendinizle olan diyaloğunuz ne kadar güçlüyse, ne kadar doğru bilgi ve eğitim temellerine dayanıyorsa, ne kadar sağlam ve sağlıklı ise, o derecede sizin hayatınıza etki edecektir. Kendimizle olan güçlü ve sağlıklı iletişim modelimiz, yaşam taşlarımızın da sağlam ve sağlıklı bir şekilde yerleşmesini sağlayacaktır. Çünkü kendimizle olan iletişim dilimiz , davranışlarımızı etkileyen önemli bir faktördür. 
Bir şeylerin değişmesi için , bugüne kadar hayatımıza etki eden bilinçaltı programını değiştirmek , bilinçaltı temizliği, yeni ve sağlam bir bilinçaltı programı inşa etmekle başlanmalıdır. 
Her kararın bir emek ve çaba gerektirdiğini, değişime karar vermenin anlık olduğunu ve bunun bir sürece ihtiyaç duyduğunu hiç unutmamak gerekir. Önemli olan ilk adımı atmak değil, ikinci ve sonraki adımları atmak ve de atmaya devam etmektir. Çaba ve gayretlerimiz neticesinde, başarıya ulaşmak hayal değildir.

Şule Kaya Demirkıran
Kişisel Gelişim Uzmanı- İgedüd Kadın Kolları Başkanı